Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914)

Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914)

    Osmanlı Devleti'nin uluslararası ilişkilerdeki denge stratejisi, 1774 - 1914 yılları arasında bir dizi politika değişikliği ve zorlu dönemlerle karakterize edilmiştir. Bu süre zarfında, Osmanlı Devleti, içsel zayıflıkları, dışsal tehditleri ve uluslararası arenada değişen dengeleri dikkate alarak bir denge politikası izlemeye çalışmıştır.

    Osmanlı Devleti, 17. yüzyılda kaybettiği toprakları geri alma politikası izlemesine karşın 18. Yüzyıl itibarıyla bu politikasını değiştirmek zorunda kalmış ve elindeki toprakları korumaya yönelmişti.

  1. Zorunlu İşbirlikleri ve Antlaşmalar: Osmanlı Devleti, kendi sınırlarını korumak ve genişlemek amacıyla çeşitli antlaşmalar imzalamıştır. 1774'teki Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı - Rus ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Osmanlılar, toprak kayıpları yaşamış ancak denge politikası izleyerek savaşı daha fazla genişlemeden vazgeçmiştir.

  2. Misyoner Faaliyetlere Karşı Direniş: 19. yüzyıl boyunca, Osmanlı Devleti, özellikle Hristiyan misyonerlerin etkisi altında kalan topraklarında güçlü bir direniş sergilemiştir. Bu, içsel dengeleri koruma amacını taşımıştır.

  3. Ulusal Kimlik Politikası: Osmanlı Devleti, farklı etnik ve dini grupları bir arada tutma stratejisi olarak, çok uluslu bir yapıda ulusal bir kimlik oluşturmayı amaçlamıştır. Ancak, bu politika zamanla zayıflamış ve etnik gerilimlere neden olmuştur.

  4. Diplomatik Çeşitlilik: Osmanlı Devleti, büyük devletlerle ikili ilişkiler kurmaya ve çok taraflı ittifaklara girmeye çalışmıştır. Örneğin, Osmanlılar, Fransa ve İngiltere gibi büyük güçlerle ilişkiler kurarak denge politikası izlemeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti, farklı güçlerle ilişkiler kurarak denge politikası izledi. Bu, Avrupa'nın büyük güçleriyle ( özellikle Rusya, Avusturya ve İngiltere gibi ), diğer Müslüman devletlerle ( örneğin Mısır, Cezayir, Fas gibi ) ve Osmanlı topraklarındaki etnik ve dini gruplarla yapılan çeşitli anlaşmaları içeriyordu.

  5. Militarizm ve Modernizasyon: Osmanlı Devleti, askeri gücünü artırmak ve dengeyi korumak için modernleşme çabalarına girişmiştir. Ancak, bu çabalar yetersiz kalmış ve zamanla gerileme eğilimi göstermiştir. Osmanlı Devleti, Avrupa'daki askeri teknolojik gelişmelere ayak uydurmak için çaba harcadı. Ordunun modernleştirilmesi ve yeniden yapılanması sürecinde Avrupa askeri uzmanlarından ve danışmanlardan yararlandı. Bu, denge politikasının önemli bir parçasıydı çünkü güçlü bir ordu, Osmanlı'nın hem içerideki isyanları kontrol etmesine hem de dışarıdaki güç dengesini korumasına yardımcı oldu.

  6. Müttefik Değişimleri ve Kriz Yönetimi: Osmanlı Devleti, dönem boyunca müttefiklerini değiştirmek zorunda kaldı ve zaman zaman çatışmalar yaşadı. Örneğin, Kırım Savaşı sırasında ( 1853 - 1856 ) Osmanlı, İngiltere ve Fransa gibi Batılı güçlerle ittifak kurdu. Ancak, 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı'nda Rusya'ya karşı mücadele ederken, Batılı güçlerin desteği kısıtlı kaldı. Bu dönemde, Osmanlı Devleti, krizlerle başa çıkabilmek için esnek bir dış politika yürüttü.

  7. Ekonomik Bağımlılık ve Reform Çabaları: Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın ortalarından itibaren çeşitli reform hareketleri başlatmıştır. Bu reformlar, devletin içsel yapısını güçlendirmeye yöneliktir ancak başarılı olamamış ve dışsal tehditlere karşı yeterli bir direnç oluşturamamıştır. Osmanlı Devleti, dış politikasını şekillendiren önemli faktörlerden biri de ekonomik bağımlılıktı. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti, dış borçlarla boğuşurken, Avrupalı güçlerden gelen ekonomik baskılarla karşı karşıya kaldı. Bu nedenle, Tanzimat ve Islahat dönemlerinde yapılan reformlar, uluslararası alanda Osmanlı'nın itibarını ve gücünü artırmayı amaçladı.

 

Osmanlı Devleti’ni Paylaşma Projesi

    Bu dönemde Osmanlı Devleti, Batılı güçler tarafından neden paylaşılmak istenmiştir? Ayrıca Yunan ( Grek ) Projesi ve Dakya Projesi gibi önemli konuları da inceleyeceğiz.

  1. Osmanlı Topraklarını Paylaşma Mücadelesi:

    • Batılı Devletler, Osmanlı’nın gücünün azaldığını gözlemlemişlerdir.
    • Geniş ve zengin topraklara sahip olan Osmanlı Devleti’nden parçalar alarak kendi çıkarlarına hizmet etmek istemişlerdir.
    • Avrupalı devletler, Osmanlı’nın düşüşünü kendi lehlerine çevirme amacıyla bu toprakları paylaşmak istemişlerdir.

  2. Yunan ( Grek ) Projesi:

    • Rus çariçesi II. Catherine, eski Bizans İmparatorluğunun Osmanlı’nın Batı’sında yeniden kurulmasını amaçlayan bu projeyi desteklemiştir.

  3. Dakya Projesi:

    • Avusturya - Macaristan İmparatoru II. Josef, Osmanlı topraklarını kendi kontrollerinde ve amaçlarına uygun hareket edebilecekleri bölgeler haline getirmek istemiştir.

  4. Osmanlı Devleti’nin Diplomasiye Yönelmesi:

    • XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı, diplomasiye daha fazla yönelmiştir.
    • Ticaretle uğraşan Avrupalı güçler, Osmanlı’ya yardım etme nedenleri arasında yer almıştır.

    Bu dönem, Osmanlı Devleti’nin siyasi varlığına yönelik tehditleri analiz ettiği önemli bir dönemdir. 

    Sonuç olarak, Osmanlı Devleti'nin uluslararası ilişkilerdeki denge stratejisi, içsel sorunları, dışsal tehditleri ve uluslararası arenada değişen dengeleri dengeleme çabalarını içermiştir. Ancak, zamanla artan zayıflıklar ve değişen küresel dinamiklerle başa çıkma konusundaki zorluklar, Osmanlı Devleti'nin çöküşüne ve I. Dünya Savaşı sonrasında modern Türkiye'nin kurulmasına yol açmıştır.

 

Önceki Konuİslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
Sonraki KonuGerçek Hayat Başlangıcı: Rüya iletişimi olasılığını keşfetmek
Bu yazıya henüz yorum yapılmamış, ilk yorum yapan siz olun...
Yorum Yapın
E-posta hesabınız yayınlanmıyacaktır.
Web site zorunlu değildir.
Güvenlik kodu