Hz. Adem ve Hz. Havva

Hz. Adem ve Hz. Havva

Yahudi, Hıristiyan ve İslam inançlarına göre ilk insan çifti

Yahudi ve Hıristiyan inancına göre

    Yaratılışlarının öyküsü Eski Ahit’in Tekvin bölümünde iki değişik biçimde anlatılır. Bunlardan birincisi Tekvin l:l - 2:24’te yer almakla birlikte, günümüzde, Tekvin 2:2 - 4:24’te yer alan İkincisinden daha sonraki bir tarihe ait olduğu kabul edilmektedir. İkinci biçim ilk günah öyküsünü içerir.

    Âdem ( adham ) “insan” anlamına gelen İbranice sözcüklerden biridir. Tekvin’deki birinci yaratılış öyküsünde bir tür adı niteliğinde “genel olarak insan” anlamında kullanılır. Başka bir deyişle, burada belirli bir insan çiftinden söz edildiğine ilişkin hiçbir belirti yoktur. İkinci öyküdeyse sözcük gene genel anlamda, ama bu kez tanımlı olarak “o adam” anlamında kullanılmaktadır. Ancak çevirilerde Abu sözcüğün genel olarak özel bir adla ( Âdem ) karşılanması yeğlenmiştir. Havva ise ilk kadına Tekvin 3:20’de verilen özel bir addır. Bu ad genellikle Tevrat’ta kullanılan yaşam ( hayyim ) sözcüğü ile ses benzerliğine dayanarak açıklanır, ama bu etimolojiden sık sık kuşku duyulmuştur.

    Tekvin’in 2. ve 3. bölümlerinde anlatılanlar şunları içerir: Tek bir erkeğin toprak ya da çamurdan yaratılması ve içinde yaşadığı Cennet adlı bahçenin betimlenmesi; hayvanların yaratılması ve insan tarafından adlandırılmaları; erkeğe eşlik etmek üzere, onun gövdesinden bir kadının yaratılması; kadının bir yılan, erkeğinse kadın tarafından kışkırtılması sonucu ikisinin birden iyiliğin ve kötülüğün bilgisini taşıyan ağacın yasak meyvesinden yemeleri ve Cennet’ten kovulmaları. Bu yüzden yılan, karnı üstünde sürünmeye ve kadın soyundan gelenlere düşman olmaya, kadın doğum sırasında acı çekmeye ve kocasına boyun eğmeye, erkek ise yaşamını sürdürmek için çalışmaya, acı çekmeye ve ölmeye mahkûm edilir. Cennet’ten kovulduktan sonra Âdem ve Havva’nın, içlerinde Habil, Kabil ve Şitin de bulunduğu birçok çocukları olur. Öykülerin yazarına göre, insanoğlunun tarihsel deneyimi Âdem ile Havva’nın Cennet’ten kovulmasıyla başlar.

    Eski Ahit’te Âdem’den, Tekvin dışında yalnızca bir yerde, I. Tarihler l:l’de, o da yalnızca bir soyağacını saptamak amacıyla söz edilir. Yeni Ahit’te ise, Âdem ile Havva öyküsü özellikle Aziz Paulus’a atfedilen metinlerde, ilahiyata ilişkin özel bir önem kazanır. Paulus, Âdem’i İsa’mn bir öncüsü, “gelecek olanın sureti” ( Paulus'un Romahlara mektubu 5:12 ) olarak yorumlar. Nasıl Âdem’in günahı insanların ölümlü olmasına yol açtıysa, İsa’nın hakkaniyeti de insanlara ebedi yaşam verecektir. Başka bir deyişle, Paulus’a göre putperestlerin günahkâr olmalarının nedeni Hz. Musa’nın yasasına uymamaları değil, Âdem’in günahıdır. Bu yüzden putperestler kadar Yahudilerin de Hz. İsa’nın lütfuna gereksinmesi vardır.

    Günümüzde Kitabı Mukaddes uzmanlan, kaynağını Tekvin’de bulan Âdem ile Havva öyküsünü doğal bir tarihten çok, yazanın, insanın evrenle ve Yaradan’la ilişkileri konusundaki inançlarının bir ifadesi olarak yorumlamak eğilimindeler. Öyküdeki “erkek” ve “kadın” tipik kişilerdir ve yarantılan insanlık serüvenini temsil eder. Öyküde kullanılan edebi dil ve betimlemelerin çoğunu öteki eski Yakındoğu edebiyatlarıyla karşılaştırarak değerlendirmek olanaklıysa da kutsal metin uzmanlan arasında tam bir yorum birliği yoktur.

 

İslam inancına göre

    İslam inancında da Âdem insanlığın atası ve ilk peygamber, Havva da insanlığın anası olarak kabul edilir. Âdem sözcüğüyle Arapçada toprak anlamına gelen eaîm sözcüğü arasında bir bağlantı kurulur. İbranicede olduğu gibi Arapçada da Havva adının, bir canlıdan yaratılmış olması nedeniyle hayy sözcüğünden geldiği ileri sürülür. Kuran’da Âdem adı çeşitli nedenlerle 25 kez geçer ve topraktan yaratıldığı bildirilip yaratılışı çamur, cıvık çamur, çamurdan süzülmüş hülasa, kuru çamur, biçim verilmiş balçık, nutfe gibi ifadelerle açıklanır.

    Kuran’a göre Allah Âdem’e bütün adlan öğretir, meleklere Âdem’e secde etmelerini buyurur, emri alan melekler secde eder, İblis ise kendisinin Âdem’den üstün olduğunu söyleyerek secde etmekten kaçınınca lanetlenip Allah’ın rahmetinden uzaklaştın. Havva’nın yaratılmasıyla ilgili olarak Kuran’da aynntılı bilgi verilmez; “sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücuda getiren O’dur ( Allah ); size nefislerinizden, kendilerine ısınmanız için zevceler yaratmıştır” açıklamasıyla yetinilir. Bu ayetler Havva’nın Âdem’den yaratılmış olduğunu bildirir.

    Kuran’da Âdem ile Havva’nın önce yerleştirildikleri, sonra da günahları yüzünden kovuldukları bir Cennetten söz edilmekle birlikte, Cennette bulundukları sırada yaklaşmamaları buyurulan ağacın adına, cinsine ya da rengine ilişkin Kuran’da ve güvenilir hadislerde hiçbir bilgi yoktur. Iblis’in kılık değiştirerek, Cennete gizlice girdiği, Havva’yı kandırdığı, yılanla anlaştığı, yasak meyvenin elma olduğu yolundaki söylentilerin çoğu Tevrat’tan aktarılmıştır.

 

Kuran’da Âdem ile Havva’nın Cennet hayatı

    İlk iki insanın yaratılışlarından sonra cennete girişleri Kur'an'da şöyle anlatılır: "Ve şöyle demiştik: Ey Âdem, sen ve eşin cennette kalın. Orada istediğiniz yerden bol bol yeyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de kendinize zulmedenlerden olursunuz." ( el-Bakara, 2 / 35; el-A'raf, 7 / 19. )

    Bu, yüce Allah'ın insan varlığı için koyduğu ilk yasaklama idi. Aynı zamanda serbest karar verebilme yeteneklerini hangi yönde kullanacakları konusunda bir deneme olacaktı. Şeytanın verebileceği vesvese ve aldatmanın Âdem ve Havva'nın yasağa uyup uymaması konusunda etkili olacağını bilen yüce Allah onları şöyle uyarmıştı: "Biz Âdem'e şöyle demiştik: "Ey Âdem!. Bu İblis, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra sıkıntıya düşersin. Çünkü senin acıkmaman ve çıplak kalmaman ancak burada mümkündür ve sen burada susamazsın ve güneşin sıcağında yanmazsın" ( Tâhâ, 20 / 117 - 119. )

    Nitekim şeytan bir yolunu bularak Âdem'le Havva'ya vesvese vermiş ve onları ikna ederek yasağı çiğnetmiştir. Allahü Teâlâ şöyle buyurur: "Şeytan onlara, kendilerine görünmeyen avret yerlerini göstermek için vesvese verdi ve şöyle dedi: "Rabbiniz size bu ağacı iki melek olmamanız ve sürekli olarak cennette kalmamanız için yasakladı. Ayrıca onlara: "Ben sizin iyiliğinizi istiyorum" diye de yemin etti." ( el-A'râf, 7 / 20 - 21 ) Böylece şeytan, eğer bu yasak ağacın meyvesinden yerlerse melek haline dönüşeceklerini ve sürekli olarak cennette kalmalarının ancak bu şekilde mümkün olabileceğini fısıldamış oluyordu. Nitekim şeytanın bu yanıltıcı sözleri Âdem'le Havva üzerinde etkisini gösterdi ve yasak meyveden yediler.

    Bundan sonrası âyette şöyle açıklanır: "Böylece İblis onları aldatarak ağaçtan yemeğe sevketti. Ve ağacın meyvesinden tadınca, avret yerleri onlara göründü. Cennet yapraklarıyla ayıp yerlerini örtmeye başladılar. Bunun üzerine Rableri onlara şöyle nida etti: "Ben size bu ağaçtan yemenizi yasak etmedim mi? Ve size şeytan sizin apaçık bir düşmanınızdır demedim mi." ( el-A'râf, 7 / 22. )

    Yasaklanan ağacın buğday, üzüm veya incir olduğu konusunda bazı rivayetler varsa da, âyet ve hadislerde açıkça türü belirtilmemiştir. Bunu bilmekte bir yarar da söz konusu değildir. ( Elmalılı, a.g.e. l, 276. ) Tevrat'a göre, cennette nitelikleri belirlenen iki ağaç vardı. "Hayat ağacı" ve Âdem ile eşine yasaklanan "iyilik ve kötülüğü bilme ağacı". Bu ağacın meyvesinden yemenin cezası ölümdür. ( Tekvin, 2/9,16 - 17 ) Tevrat'ta; "Şimdi elini uzatmasın ve hayat ağacından almasın ve yemesin ve ebediyyen yaşamasın" ( Tekvin, 3 / 22. ) denilerek hayat ağacının ölümsüzlük bahşetme niteliğine işaret edilmiştir. Şeytan insanın ebediliğine karşı olduğu için, Âdem'in hayat ağacına yaklaşmasına engel olmuş, fakat ölümsüzlük verir diye aldatarak bilgi ağacından yedirmiş ve bu nedenle de Âdem, eşi ve onlara bağlı olarak insan nesli ölümlü olmuştur. ( bk. Eliade, S. 250; Süleyman Hayri Bolay, «Âdem», mad. T.D.V.İ Ansk. l, 361. )

    Günümüz Hıristiyanlık inancına göre ise cennetteki bu yasak ağaçtan kastedilen Âdem ile Havva'nın birbirine cinsel yönden yakınlaşmasıdır. Hatta Hıristiyanlıkta bu yüzden evlenmeme ibadet ve sevap sayılmıştır. Diğer yandan kiliseler, ilk insanın işlediği bu suçun, kıyamete kadar doğan her yeni çocuğa geçtiğini, onların da günahkâr olarak doğduklarını, ancak vaftiz edilmek suretiyle cehennemlik olmaktan kurtulabileceklerini öne sürmüştür. ( Elmalılı, a.g.e. l, 276; Bolay, a.g.e, «Âdem» mad, l, 362. )

    Âdem ile Havva’nın Cennetten kovulmalan Kuran’da, şeytan tarafından baştan çıkarılmalarıyla açıklanır. Söylendiğine göre Âdem Cennetten sonra Hind toprağına ya da Serendib ( Seylan - Siri Lanka - ) Adasına, Havva ise Cidde’ye indirilir; uzun süren bir aynlıktan sonra Cebrail Âdem’i Arafat Dağına götürür, Havva’yı arayıp bulur. Âdem ile Havva’nın kavuştukları yere Müzdelife denir; yılan İsfahan’a, İblis ise Meysan adında bir yere atılır. Allah Âdem’e Kâbe’yi yapmasını emreder. Cebrail’den hac törenini öğrenen Âdem, ölünce Ebu Kubeys Dağı eteğine gömülür.



 

Önceki KonuDown Sendromlu Futsal Milli Takımı Avrupa Şampiyonu
Sonraki KonuNicolaus Kopernik kimdir?
Bu yazıya henüz yorum yapılmamış, ilk yorum yapan siz olun...
Yorum Yapın
E-posta hesabınız yayınlanmıyacaktır.
Web site zorunlu değildir.
Güvenlik kodu